DOMUZ GRİBİ ve Korunma yollari


PANİK YAPMA ZAMANI MI?

HAYIR

Domuz gribi nedir?

Domuz gribi ( A / H1N1 virüsü ); domuzlar arasında yaygın olan bir grip türüdür. Domuz gribi influenza A tipi bir grip virüsünün yol açtığı salgınlar yapan, bulaşıcı bir hastalıktır. Çok hafif grip belirtileriyle de seyredebilir bazen de ağır zatürreeye kadar giden ve ölümle sonuçlanabilen tabloya dönüşebilir.

Domuz Gribi Nasıl Bulaşır?

Domuz gribi virüsü geçirdiği değişim sonucu artık domuzdan insana ve insandan insana bulaşabiliyor, bulaşma yolu ise solunum olarak belirtiliyor. Halen devam eden salgın insandan insana bulaşma şeklinde yayılmaktadır.

Kişiden kişiye genellikle öksürme, aksırma esnasında ortama yayılan ve virüs içeren damlacıklarla bulaşmaktadır. Bu damlacıklar, direkt solunum yolu ile alınabileceği gibi ortamdaki kapı kolu, masa, sandalye gibi cansız yüzeylerden eller vasıtasıyla da alınabilinmektedir. El sıkışma ile de bulaşabilmektedir.

Hasta kişiler hastalık belirtileri başlamadan 1 gün önce ve hastalık esnasında 7 gün süreyle bulaştırıcıdırlar.

Hastalık Domuz Eti Yemekle Bulaşır mı?

Domuz gribi virüsünün 70 ºC pişirme ısısında öldüğü bilinmektedir ki bu etlerin genel pişirilme ısısıdır. Uygun şartlarda elde edilen ve uygun şekilde pişirilen domuz etinin insana domuz gribi virüsü bulaştırmadığı düşünülmektedir.

Hastalığın Belirtileri Nelerdir?

Belirtiler normal grip belirtileri gibidir:

· Yüksek ateş (koltuk altından ölçülen 38 ºC derece ve üzeri),

· Öksürük,

· Boğaz ağrısı,

· Burun akıntısı,

· Vücut ağrıları,

· Baş ağrısı,

· Titreme, halsizlik,

· Nadiren kusma ve ishal.

Grip Geçiriyorsunuz; Normal Grip mi, Domuz Gribi mi?

Yukarıdaki belirtiler sadece domuz gribine özgü olmadığı için tanı konulurken hastanın yakın geçmişi sorgulanmalıdır.

  • Son yedi içinde domuz gribi A(H1N1) virüsü enfeksiyonu olan bir kişi ile yakın temasta bulunmak ya da,
  • Son yedi gün içinde insandan insana geçtiği saptanan domuz gribi A(H1N1) vakasının olduğu bir ülkede bulunmuş olmak domuz gribi yönünden riskin yüksek olduğunu gösterir. Bu şartlarda mutlaka bir sağlık kuruluşuna gidilmelidir.

Koruyucu aşısı var mı?

İnsanlar için koruyucu bir aşı bulunmamaktadır. Mevsimsel gribe yönelik uygulanan aşılar domuz gribine karşı herhangi bir koruma sağlamamaktadır.

Hastalığın Tanısı Nasıl Konulur?

Belirti-bulguların görüldüğü hastalardan, hastalığın ilk 4-5 gününde alınan solunum
salgılarında (boğaz, burun sürüntüleri veya trakeal aspirat gibi) virusun
gösterilmesi ile konmaktadır. Virus kültürü, PCR ve antikor titre artışları
tanımlamada önem taşımaktadır. Ancak vakanın kesin teyidi dünya çapında belirlenmiş
olan referans laboratuarlar tarafından yapılabilmektedir.

Hastalığın tedavisi var mıdır?

Gripte kullanılan antiviral ilaçlar bu grip türünde de kullanılmaktadır. Bu ilaçlar hastalık belirtileri başladıktan sonra ilk 48 saat içerisinde verildiğinde hastalığın şiddetini azaltıp, süresini kısaltabilir.

Ayrıca destekleyici tedavide şikâyetlerin azaltılmasına yönelik olarak doktor tavsiyesiyle çeşitli ilaçlar kullanılabilir.

Antibiyotik kullanmanın virüsün tedavisi için herhangi bir yararı olmaz.

Domuz gribinden korunabilmek için neler yapabiliriz?

· Hijyen kurallarına dikkat etmeliyiz. Sık sık sabunla ellerimizi yıkamalıyız. (Alkol bazlı el dezenfektanları kullanılabilir)

· Vücut direncimizi yüksek tutmalıyız. Bunun içinde düzenli uyumalı, dengeli beslenmeli ve bol sıvı tüketmeliyiz.

· Ellerimizi yıkayamadığımız durumlarda, ağzımıza, burnumuza ve gözlerimize ellerimizle dokunmaktan kaçınmalıyız.

· Grip şikâyetleri olan kişilerle yakın temastan kaçınmalıyız.

· Öksürürken ya da hapşırırken ağız ve burnumuzu tek kullanımlık mendil ile mendilimiz yoksa ceketimizin iç kısmı ile ağız ve burnumuzu kapatmalıyız.

· Kapalı, kalabalık ve havasız ortamlarda bulunmamaya dikkat etmeliyiz. Bulunduğumuz kapalı ortamları sık sık havalandırmalıyız.

· Hastalığın bulunduğu ülkelere zorunlu kalmadıkça seyahat etmemeliyiz.

HİJYENİK EL YIKAMA İŞLEMİ

Eller su ile ıslatılır.

Eller ıslatıldıktan sonra sıvı temizleyici 3–5 ml (yarım çay kaşığı) kadar avuç içine dökülür.

Eller 20 saniye kadar parmak araları ve el bilekleri dahil ovarak yıkanır.

Bileklerden başlanarak el durulanır.

Kâğıt havlu ile el kurulanır.

Musluk ellerin kurulandığı kâğıt ile kapatılır.

Konuyu Hazırlayan: Doç.Dr.Jale Erten - Dr.Fikret Özgür

KAYNAKLAR

SAĞLIKLI BESLENME

SAĞLIKLI BESLENME


Sağlıklı beslenme yeterli ve dengeli beslenmedir.Vücudumuzu oluşturan hücrelerin düzenli ve dengeli çalışması için besin öğelerinden yani yağlar, karbonhidratlar, proteinler, vitaminler ve minerallerden yeterli miktarda almalıyız. Vücudumuzun tüm besin maddelerine ihtiyacı vardır. Tek taraflı beslenmek yani sadece protein veya karbonhidratla beslenmek yanlıştır. Dengeli beslenerek vitaminler, mineraller ve lifler gibi önemli besin maddelerinden de almış oluruz.

Beslenme Piramidi

Beslenme piramidi 5 ana besin grubunu içerir. Piramit en altta yer alan ve sıklıkla tüketilmesi gereken karbonhidratlarla başlar ve daha az tüketilmesi gereken gıdalara doğru gider. Bu besin grupları karbonhidratlar, mineraller, proteinler, yağ ve şekerdir.Beslenme piramidi gıdaların doğru seçimi için rehberiniz olmalıdır.

Karbonhidratlar:Alt grupta yer alan ve sıklıkla tüketilmesi gereken gıdalardır. Karbonhidratlar pirinç, bulgur, makarna gibi tahıllardır.

Mineraller: Sağlıklı yaşam için gereklidir. Mineraller (kalsiyum, bakır, iyot, demir, çinko vb.) sebze ve meyvelerde bulunur, hücre korunması ve sağlıklı diş, kemik, cilt yapısı için önemlidir. Mineraller ayrıca kalp ritmi, kan basıncı, vücuttaki sıvı dengesi gibi daha birçok düzenleyici fonksiyonlarda rol oynar.

Proteinler: Vücudun en etkili kalori yakıcı bölümü olan kas dokusunu güçlendirmek açısından çok önemlidir. Protein ette, süt ürünlerinde ve daha az olarak hububat ürünlerinde bulunmaktadır.

Yağ-şeker: Yağ ve şeker, çok az tüketilmesi gereken gıdalardır fakat A, D, E ve K vitaminleri gibi vücudumuz için önemli vitaminleri taşıma görevi yaptıklarından dolayı sağlığımız için yenilmesi de çok önemlidir. Sıvı ve katı yağlar, şeker ve tatlılar bu grupta yer alır.

Yemek yeme alışkanlığımız zihinsel ve bedensel faaliyetlerimizi etkileyen unsurlardan biridir. Sağlıksız beslenme düşünme ve kavrama yeteneğinin azalmasına ve hafıza kayıplarına neden olur. Günde 8 saat uyuduğunuz halde kendinizi yorgun hissediyor, bedensel, zihinsel faaliyetlerinizde çabuk yoruluyor, hafıza ve düşüncenizde azalma görüyorsanız mutlaka yemek yeme alışkanlığınızı gözden geçirin ve aşağıdaki önerilerimize bir göz atın.

Dengeli Beslenme Önerileri:

Doymuş yağ (tere yağ, kuyruk yağı) oranı yüksek besinleri daha az tüketin.Yeterli miktarda doymamış yağ (ay çiçek, mısırözü, soya, fındık, zeytin yağı) almaya dikkat edin. Yarım yağlı süt, yağsız yoğurt tüketin.Yağlı kırmızı et yerine yağsız et, kuru baklagiller (nohut, mercimek, fasulye gibi) balık ve tavuk tercih edin. Süt ve süt ürünleri de (yoğurt, peynir vb.) tüketilmeli fakat bunlarında az yağlı olmalarına dikkat edilmeli.Yemeklerinizi haşlama, fırında pişirme veya ızgarada pişirme yöntemleriyle pişirirseniz yemeğe eklenecek yağıda azaltmış olursunuz.

Aşırı şekerli gıdalardan kaçınmalı ve hatta çay, kahve gibi içecekler şekersiz içilmeli veya şeker miktarı azaltılmalıdır.

Gıdalardan aldığımız günlük tuz miktarı 6 gr.ı (bir tatlı kaşığı) geçmemelidir. Bu miktara yemeklerden, ekmekten, içeceklerden aldığımız tuz miktarı dahildir. Tuz tüketimi ile yüksek tansiyon arasında ilişki bulunmaktadır. Yüksek tansiyonu olanlar doktorlarının tavsiyesine göre ya hiç tuz kullanmamalı yada miktarını azaltmalıdır.

Güne kahvaltınızı yaparak başlayın. Gece boyu gıda alımı olmadığından beyninizin sabah kalkınca enerjiye ihtiyacı vardır. Daha sonra gıda alımınızı kahvaltıdan başlayarak gün içine yaymanız daha etkin kalori yakmanıza neden olur.Öğünlerinizi önceden belirleyiniz.Mümkünse yediklerinizi 3 ana öğün, 3ara öğüne bölün az ve sık beslenin.Bol su için, yiyecekleri iyice çiğneyin. Her yemek yediğinizde midenin 1/3’ünü boş bırakın. Tam olarak dolu mide sağlığımızın zaman içinde bozulmasına ,erken yaşlanmaya neden olur.Midenizi katı gıdalarla doldurmayın .Katı gıdalarla dolu mide içeriğinin gerekli öz suyu her tarafa dengeli ulaştırması güçleşir ve sindirim zorlaşır. Düzenli yemek yiyenler daha dengeli ve sağlıklı beslenmekte ve ideal kilolarını korumaktadırlar.

Zihinsel faaliyetlerin gerektirdiği enerji kaynaklarının en önemlilerinden biride meyvelerdir. Beynin oksijen dışındaki tek enerjisi glikozdur. Glikoz meyvelerde hazır halde bulunur. Diğer gıdalarla alınan şeker midede yakılarak glikoza çevrilir. Bu nedenle meyveleri aç karnına yemeliyiz.Meyveler yemeklerden 30 dakika önce veya 3 saat sonra alınmalıdır.Mide doluyken alınan meyveler midede kalıp besin değeri kaybolup orada mayalanacağı için bütün sindirim sistemimizi yorar.

Vücudumuzda dakikada 10 milyon hücre ölür ve bir o kadarı da yenilenir. Ortalama 100 günde (beyin ve sinir hücreleri hariç) bütün vücudumuz yenilenir.Düzensiz kötü beslenme yenileme sistemini aksatır. Cildiniz canlılığını, tazeliğini kaybeder ve en önemlisi hastalıklara açık olursunuz. Yorgunluk, çabuk yorulma, baş ağrısı olabilir. Düşünce ve hafıza sistemi bulanıklaşır.Bu nedenlerden dolayı düzenli ve sağlıklı beslenmeye dikkat etmeli ve yemek için yaşamamalı sadece yaşamak için yemeli görüşünü benimsemeliyiz.